Prof. Dr. Ayşegül Özdemir’in beklenen kitabı İmge Yayınları’ndan çıktı! “Memenizi Koruyun!”

“Hasta yerine hastalıklar  tedavi edilmeye çalışılıyor.” diyerek günümüz sağlık anlayışını sorgulayan Prof. Dr. Ayşegül Özdemir uyarıyor…

Memenizi Koruyun!

Çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri olan meme kanserinin meme sağlığını tehdit eden tek unsur olmadığını anlatan Prof. Dr. Özdemir’e göre, hastaların bilinçsiz kararları ve hatalı tıbbi uygulamalar meme sağlığına meme kanserinden daha yaygın bir olumsuz etki yapıyor. 25 yıllık kariyerini meme sağlığına adayan Prof. Dr. Ayşegül Özdemir’in toplumu bilinçlendirmeyi amaçlayan ‘Memenizi Koruyun!” adlı kitabı

İmge Kitabevi Yayınları’ndan çıktı.

“Memenizi Koruyun!” adlı kitabın yazarı Prof. Dr. Ayşegül Özdemir, 20. yüzyılda kadın sağlığındaki en önemli sorun olarak ortaya çıkan meme kanserinin, meme sağlığını tehdit eden tek unsur olmadığını; hatalı tıbbi uygulamaların meme sağlığını meme kanserinden çok daha büyük bir yaygınlıkla tehdit ettiğini ve bir “toplum sağlığı” sorunu yarattığını anlatıyor.

Meme kanseri olan kadınlardan çok daha fazlasının tamamen sağlıklı oldukları halde hasta olduklarına inandırıldığını anlatan yazara göre böylesi “hassas” bir organla ilgili kanser olasılığının tetiklediği korkutucu çağrışımlar ve bilgisizlik, kadınların hekimler karşısında “teslimiyetçi” bir tutum takınmalarına neden olarak hatalı tıbbi uygulamaların ortaya çıkmasını kolaylaştırıyor.

Prof. Dr. Ayşegül Özdemir, İmge Kitabevi Yayınları’ndan çıkan “Memenizi Koruyun!” adlı kitabında, kanser ve tıbbi yaklaşımlar konusunda bugüne kadar işittiklerimizden, okuduklarımızdan çok farklı bir yaklaşım sergiliyor ve okuruyla sohbet havasında bilinmeyen pek çok gerçeği açıklıyor.

“Nitelik” yerine niceliği, “hekimlik” yerine makineleri öne çıkartan sağlık anlayışının kadınların sistematik şekilde zarar görmelerine yol açtığını dile getiren yazara göre bu zarar bir yandan aşırı, yersiz ve niteliksiz radyolojik tetkiklerle, diğer yandan gereksiz biyopsilerle ve aşırı tedavilerle kendini gösteriyor. Kanser taramalarını düzenli yaptırmanın huzuruyla yatıp kalkan milyonlarca kadın niteliksiz taramalar yüzünden nasıl zarar gördüğünün, örneğin gözden kaçmış  bir kanserle birlikte yaşadığının, hatalı bir tanı yüzünden gereksiz yere ameliyat olduğunun ya da lüzumsuz yere takip edilip durduğunun farkında değil!

Prof. Dr. Ayşegül Özdemir, kitabın önsözünde korkunun neden olduğu hatalar zincirini şu sözlerle anlatıyor:

“Bilinmeyene karşı duyduğunuz korku kararlılıkla harekete geçmenizi engeller. Kendinizi güçsüz ve çaresiz hisseder, ilk gelen yardım teklifine hiç düşünmeden sarılırsınız. işte bu adım, geri dönüşsüz bir yanlış kararlar sürecini başlatabilir! Pek çok kadın, hayatlarının geri kalanı boyunca ilk yanlış kararın bedelini öder. Çoğu bunun hiçbir zaman farkında olmaz ve benzer durumla sonraki karşılaşmalarında da aynı hataları tekrarlamaya devam eder”.

Prof. Dr. Özdemir, her yaştan bütün kadınlara şu önemli uyarıda bulunuyor: “Memenizi sadece kanserden değil, hatalı tıbbi uygulamalardan da koruyun”.

“Hastalık hakkında doğru bilgilenmek, bilinçli ve doğru kararlar almanın ilk şartıdır. Bilgi sizi güçlendirir, çünkü seçeneklerinizi fark etmenizi sağlayacak arayışlara girmenize olanak verir. Seçeneklerinizi bilmek kendinizi güvende hissettirir. Kendinizi güvende hissettiğinizde ise mantıklı düşünmeniz ve doğru kararlar almanız kolaylaşır.”

Sağlık sisteminin zararlarından korunabilmek için hastanın kendi çıkarlarını bizzat gözetmesi gerektiğini ama bunun için hastalık hakkında bilgilenmenin yeterli olmadığını anlatan yazar, iyi ve kötü tıbbi uygulamaları birbirinden ayırt edebilecek ölçüde bir farkındalık geliştirmek gerektiğini söylüyor. Bunun için gerekli herşey kitapta görsel ve grafik malzemenin de yardımıyla ayrıntılı, akıcı ve herkesin anlayabileceği bir dille açıklanıyor. Pek çok okuyucunun kendisini bulacağı gerçek öyküler, anlatılanların somutlaşmasını sağlıyor.

Prof. Dr. Özdemir kitabını kadınlar ve onlara değer veren erkekler için yazdığını söylerken yola çıkış nedenini şöyle açıklıyor:

“Bedenlerimiz tabiattaki her şey gibi muhteşem yaratılmıştır. Gereksiz ya da fazlalık sayılabilecek hiçbir organ ya da işlev içermez. Koruyucu hekimlik insan varlığını bütünlüğü içinde korumayı amaçlar, ama ne yazık ki bazı tıbbi yaklaşımlar bu saygın amaçla hiç bağdaşmaz. Hele konu kanser olasılığı ise! “Kanserle savaş” adına zarar gören organlar arasında ilk sırayı meme almaktadır ve kendinizi korumak yolunda kararlı bir çaba içinde olmadığınız takdirde kolayca zarar görmeniz kaçınılmazdır! Bu kitap, memenizi neden korumanız gerektiğine ve bunu nasıl yapabileceğinize dairdir.”

Altı yıl kadar önce bazı tıp hocaları ve meslek dernekleri, yazarın hatalı tıbbi uygulamalarla ilgili uyarılarına şu yanıtı vermişlerdi.: “Söylediklerinizin tümü doğru ama hekimlerin sadece kendi aralarında konuşabilecekleri şeylerdir bunlar. Halkın bilmesi sakıncalı!”

Prof. Dr. Ayşegül Özdemir, kitabında tam da bunları, “halkın bilmesi sakıncalı” olan konuları açıklıyor!

Yazar hakkında;

Prof. Dr. Ayşegül Özdemir, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1989 yılında mezun olmuştur. Gazi Üniversitesi’ndeki radyoloji ihtisasının ardından aynı bölümde meme radyolojisi birimini kurmuştur. Tutku ve idealizmle yürüttüğü görevi süresince meme radyolojisinin ülkemizdeki ilk uygulamalarına öncülük etmiş, Türk Radyoloji Derneği’nde bu alanda aktif çalışmalar yapmıştır. İki yüze yakın bilimsel çalışmanın sahibidir. Hekimlik hayatı boyunca tıbbi kararlarda hastanın öğrenme ve seçme hakkını savunmuştur. Bu yolda edindiği deneyimler, bilinçli ve katılımcı hasta tipi yaratmanın toplum sağlığı için hayati ve acil önemine dikkatini çekmiş, böylece elinizdeki kitabın ortaya çıkmasını sağlamıştır.